Sonunda canı sıkılan Zeus, tanrı olmanın ayrıcalığını kullanarak tartışmayı sonlandırır: "Bana bak, beni daha fazla kızdırma, şimdi bir şimşek çakar, seni cayır cayır yakarım!" Miletli köylü, korkmak bir yana, gayet sakin bir şekilde, "Koca Zeus, bu öfkenle haksız olduğunu nasıl da kanıtladın..." der. Hikâyenin sonunda Miletli köylünün akıbetini bilen yok; fakat kesin olan şu, Miletlilerin tanrıyla özdeş bir düşünce yapısına sahip olduğu... Bundan tam 2 bin 600 yıl önce, akılcı düşüncenin ve felsefenin temellerinin bu şehirde atılmış oluşu da tesadüf değil...
Milet ismi mitolojik açıdan Apollon ile ilgilidir. Apollon ile Girit Kralı Minos'un kızı Akakallis; Akakallis'in üç çocuğundan biri olan "Miletos"a, Minos'un kötülük yapmaması için onu dağa bırakır. Çocuğa kurtlar bakar.
Daha sonra çobanların büyüttüğü Miletos, Anadolu'ya gelerek Menderes nehrinin kızı"Kyane" ile evlenerek "Miletos" şehrini kurar.
Milet M.Ö. 7. ve 6. yy.da en parlak dönemini yaşamıştır. Milet'liler özellikle M.Ö. 6. yy.da deniz ticaretini ele geçirmelerinden sonra Akdeniz ve Karadeniz'de kurdukları koloniler sayesinde etkinliklerini çoğaltmış ve zenginleşmişlerdir. Giderek Milet, İyon dünyasının başkenti haline gelmiştir.